Temel Müteahhitleri Derneği Başkanı Dr. Rasin Düzceer, mesleki bilgi birikimi ve yeterliliği olmayan kişi ve firmalar tarafından üretilen gayri ekonomik projelerin ve hatalı imalatların can ve mal kaybıyla sonuçlanan felaketlere yol açtığını belirtti. Düzceer; projelendirme, imalat, kalite ve denetim konularında toptan bir zihniyet değişimi gerektiğinin altını çizdi.
TMD’nin kuruluş amacı hakkında bilgi verir misiniz?
Zemin mekaniği ve temel mühendisliği (geoteknik) uygulamaları çok geniş bir alana yayılmış olup, tüneller, limanlar, enerji santralları, endüstriyel yapılar, barajlar, karayolları, demir yolları gibi her türlü yapının yüzeysel veya derin temelini, temel kazısı için gerekli kazı destek sistemleri ve derin zemin iyileştirme imalatını kapsamaktadır. Derneğimizin başlıca amaçları arasında Avrupa Temel Müteahhitliği Federasyonu’nun çalışmalarına ve kuruluş prensiplerine uyumlu olarak, geoteknik mühendisliği kapsamında iş güvenliği, işçilik ve teknik yeterlilik standartlarını geliştirmeyi, iş ahlakı ilkelerinin başta üyelerimiz olmak üzere sektörün tüm paydaşlarınca benimsenmesini ve uygulanmasını sağlamayı, üyeler arasındaki iş birliği ve dayanışmayı geliştirmeyi, ortak sorunlara çözüm üretmeyi, üyelerin haklarını korumayı, sektörün gelişmesi için yurtiçi ve yurtdışında ilgili tüm kişi ve kuruluşlarla uygulamaya dönük iş birlikleri yapmayı, Türkiye’de geoteknik taahhüt sektörünün hukuksal, kurumsal ve finansal altyapısının gelişmesine ve yerleşmesine katkıda bulunmayı sayabiliriz.
Sektörünüzün mevcut sorunlarını ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinizi anlatır mısınız?
Geoteknik sektöründeki sorunları proje, uygulama ve denetim işlerinin iç içe geçmesi ve kalitesizlik olarak ortaya koyabiliriz. Yaptığı işin bilincinde olmayan, mesleki bilgi birikimi ve yeterliliği olmayan kişi ve firmalar tarafından üretilen gayri ekonomik projeler, hatalı imalatlar, imalatların yer altında kalacağı öngörüsüyle bilinçli olarak yapılan eksik imalatları serbest rekabet kurallarına aykırı olarak fiyat avantajına çevirip düşük fiyatla işleri alıp can ve mal kaybıyla sonuçlanabilecek felaketlere imza atılması sektörün en önemli sorunlarıdır. Bu konuda söylenecek o kadar çok sözümüz var ki tamamını söylemeye yerimiz ve zamanımız yetmez. Derneğimiz ve üyelerimiz, yukarıda açıklanan olumsuz koşulların yarattığı ekonomik zararın bilincinde olarak sektördeki olumsuz koşulların düzeltilmesi için yola çıkmıştır. Kalitenin yükseltilmesi, projelerde ve uygulamada ekonomi sağlayacak yeni yöntem ve teknolojilerin kullanıma alınması, çalışma grupları oluşturarak imalata dönük Türkçe rehberler oluşturulması, imalatta çalışan mühendis ve operatörlerin eğitilmesi ana amaçlarımız olarak sıralanabilir.
Bulunduğunuz sektörü kaliteli iş üretme ve rekabet açısından değerlendirir misiniz?
İnşaat işlerinin doğru olarak yapılmaması halinde hatayı yapanın cezalandırılması Hammurabi (MÖ 1750) devrinden bu yana kanunlarla düzenlenmiş olmasına rağmen aradan geçen 3700 senede Türkiye’de kusurlu imalat nedeniyle yapıların göçmesine neden olmanın bariz bir yaptırımı olmadığını belirtmek sanırım yanlış olmaz. Türkiye’de yıkıma neden olduğu için proje belgesi iptal edilen proje firması ve/veya müteahhitlik belgesi iptal edilen genel müteahhit veya temel müteahhidine rastlamak mümkün değil. Diğer yandan Türkiye’de geoteknik sektörde iş yapan firmaların büyük bir sıkıntı içinde olduğunu belirtmemiz gerek. Avrupa ülkelerinin toplamından daha fazla sayıda makinenin Türkiye’de bulunmasının yarattığı vahşi rekabet ortamı, aylık makine taksitlerini ödemeye çalışan firmaların maliyet fiyatlarının altında iş yapmaya çalışmasının getirdiği kalitesizlik; akaryakıt fiyatlarının en yüksek olduğu ülkelerden biri olmamıza karşın imalat fiyatlarının çok düşük seviyelerde olması; bütün girdilerin döviz bazında olmasına rağmen ödemelerin TL olması, ödemelerdeki gecikmeler, ani kur değişiklikleri; işverenlerin, yapılan işin boyutuyla orantılı olmayan mali koşullar, dengesiz ceza maddeleri, süre olarak ulaşılması mümkün olmayan iş programlarını dikte etmesi ve iş sırasında ortaya çıkabilecek yeni koşullar nedeniyle fiyat farkı ödemek istememesi gibi sözleşme koşullarının yarattığı ihtilaflı bir ortamda gerçekleşmesi gibi sorunlar var.
Ne yazık ki, sektörümüzdeki haksız rekabet ortamı ve yukarıda belirtilen orantısız sözleşme koşullarına imza atmak zorunda kalan birçok firma varlığını sürdüremeyerek sektörden silinip gitmiş, zor koşullarda ve mali imkansızlıklarla varlığını sürdürmeye çalışan firmaların yaptığı uygulamalarda kalite, iş güvenliği gibi kavramların adı bile anılmaz olmuştur.
Sektörün en önemli gündem maddeleri nelerdir?
İhtiyacın üstünde geoteknik taahhüt firmasının faaliyet göstermesi, fiyatların üstyapı işlerine kıyasla düşük kalmasına neden olmaktadır. Geoteknik taahhüt projelerinin fiyatları sürekli geriye gitmekte ve yoğun iş hacmine rağmen toparlanamamaktadır. Bunun nedenleri arasında piyasa koşullarında kalitesiz iş yapan yüklenicilerin kısa vadede elenmemesi ve son yıllarda piyasadaki iş hacmi ile ters orantılı olarak artan ve geoteknik yüklenici firma sayısını gösterebiliriz. Bunların doğal bir neticesi olarak, sektörde varlığını sürdürmeye çalışan birçok firma Türkiye’yi terk edip büyük riskler üstlenerek rekabetin nispeten az olduğu olduğu ülkelerde iş olanakları aramaktadırlar. Sektörün diğer zorlukları arasında nitelikli iş gücünün bulunmasında yaşanan zorluklar, uzun vadeli projelerde malzeme fiyatlarındaki belirsizlikler ve yüksek akaryakıt maliyetleri sayılabilir. Yukarıda açıklanan sorunların bir bölümünün giderilmesinde ve kaliteli iş yapılmasının bir güvencesi olarak yurtdışındaki ülkelerdeki yapılanmaya benzer bir sistem kurularak Bayındırlık Bakanlığı ve meslek odaları gözetiminde zemin teknoloji firmalarının eleman ve ekipman yönünden teknik yeterliliğini kanıtlayan bir akreditasyon sisteminin getirilerek ihalelere katılan firmalardan lisans istenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Makine tedarikçisi firmalarla ortak çalışmalar yaparak makinaların sahada daha verimli ve güvenli kullanılması doğrultusunda eğitim vb. çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz?
Sektörde çalışan firma sayısının artmasına paralel olarak kalifiye eleman sayısı artış göstermediği için makinelerin bilinçli kullanımı ve bakımı sektörde çalışan tüm firmaların ortak sorunu haline gelmiştir. Kullanılan en ucuz makinanın 1 Milyon Euro’dan başlayıp 5 Milyon Euro mertebelerine ulaştığı bir sektörde bazen yetkinliği şüpheli bir operatörü istihdam edip sermayenizi teslim etmek durumunda kalabiliyorsunuz. İş makinelerinin kullanımı ve operatörün yetkinliğini uluslararası normlara göre sınayabilecek ve sertifikalandıracak TÜV veya BSI gibi bağımsız firmalarla iş birliği yapmayı planlıyoruz. Yurtdışında verdiğim örnekten yola çıkarak benzer sorunları yaşayan ana çatımız olan EFFC’ye üye firmalar Avrupa ülkelerinde geçerliliği olan ortak bir lisans konusunda çalışmalar yapıyor.
Dernek olarak makine ithalatçısı firmalar ile bu konuda eğitim programı ve uluslararası geçerliliği olan sertifika üretilmesi için çalışmalarımız devam ediyor.
ENKA Grup firmalarını derneğin kuruluşundan sektöre katkılarına kadar aldıkları sorumluluk ve roller bakımından değerlendirir misiniz?
Kasktaş, dünyadaki en büyük taahhüt firmaları arasında yer alan Enka İnşaat ve Sanayi A.Ş.’nin “Kazık Grubu” olarak 1957 yılında faaliyete başlamış; 1975 yılında Kasktaş adıyla “Derin Temeller ve Derin Kazı Destek Sistemlerinin proje ve uygulamasında uzman bir firma olarak kurulmuştur. Kasktaş, kuruluşundan bugüne kadar geçen 48 sene zarfında uluslararası firmalarla rekabet edecek şekilde yapılanarak, sahip olduğu makine parkı ve uzman kadrosu ile yurtiçinde ve yurtdışında başarıyla tamamladığı projelerle gerek Türkiye’de gerekse etkinlik gösterdiği diğer ülkelerde, ön sıralarda yer alan bir taahhüt firması olmuştur. ENKA İnşaat’ın diğer bir firması olan ENKA Pazarlama, makine ithalatı, servis ve bakım konularında Türkiye’nin en önde gelen firmasıdır. Derneğimizin üyesi olan ENKA Pazarlama ile özellikle geoteknik alanda yeni teknolojilerin kullanımı ve eğitim konusunda yararlı çalışmalar yapılacağından kuşkum yok.